Şehr-i Ereğli

Rüstem Paşa Kervansarayı
 
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Sadrazam Rüstem Paşa tarafından 1552 yılında yapılmıştır. Mimar Sinan’ın eseri olan bu kervansaray 1990’lı yıllarda yapılan onarım ile orijinal durumunu koruyarak günümüze gelebilmiştir. Kervansaray Mimar Sinan’ın yapmış olduğu diğer kervansaraylarla karşılaştırıldığında, bu yapının değişik bir plan düzeninde olduğu görülmektedir. Dikdörtgen planlı kervansarayın revaklı bir avlusu, arkasında tonozlu odaları bulunmaktadır. Ana girişin önündeki alçak bölüm, ortada giriş eyvanı, sağında ve solunda daha küçük ölçüde bir eyvan bulunmakta olup, onu üçer oda izlemektedir. Kervansarayın büyük ahır bölümünün önünde bir sıra halinde konuk odası bulunmaktadır. Bu oda yapının geniş avlusuna açıklanmaktadır. Ahır bölümü yapının ortasındaki dört fil ayağının taşıdığı geniş mekândır. Burası mazgal pencerelerle aydınlatılmıştır. Bu plan şekli ile Rüstem Paşa Kervansarayı menzil hanları ile yakın benzerlikler göstermektedir. Tonozlu bölümler on iki adet olup, içlerinde ocakları bulunmaktadır. Yapının ana duvarları kesme taştan yapılmış, kemerlerde yer yer tuğlalar kullanılmıştır. Kervansarayın iki giriş kapısı bulunmakta olup, bunlara Bağdat Kapısı ve Konya Kapısı isimleri verilmiştir. Kervansarayın tümünün üzeri iki bölüm halinde yekpare bir beşik tonozla örtülüdür.
 
Ulu Camii
 
Cami Kebir Mahallesinde yer alan Ulu Camii plan olarak kufe tipindedir. 26X39 metre ölçülerinde Karamanoğlu Mehmet Bey adına 1426 yılında yaptırılan Ulu Camii en önemli kültür varlıklarından biridir.  Orijinal olarak sadece minaresi kalmıştır. Kuzey güney yönünde uzanan sekiz sıra kemer üzeri kirişlerle kapatılarak oluşturulan düz çatıyla kaplanmıştır.
 
32 adet sütun üzerine oturan kemerler beyaz taştandır, sütunlardan sekiz tanesi yığma diğerleri devşirme malzemedir. Geriye kalan yirmi dört sütun ve başlıklar Roma ve Bizans dönemine aittir. Minareye yakın kapı üzerinde ve yanında onarım kitabeleri vardır. Mihrab 1940 onarımında yeniden yapılmıştır.
 
Caminin kuzeydoğu köşesine oturtturulan minare 40 metre yüksekliğinde olup kırmızımsı kesme taştan yapılmıştır. Sekiz köşeli mermerden kaideye oturur. Kaide üzerindeki bölümde sekiz adet kemerli yüz ile küp kısmı yapılmıştır.  
 

Kaide ile küp arasına konan mermer kuşakta sülüs yazı ile Ayet-ül Kürsi yazılıdır. Minare gövdesinde beyaz renk taş ile on adet kuşak vardır. Şerefe altındaki geniş kuşaklı mavi zemin üzerine siyah renk kufi yazı kalıntıları görülmektedir. Külah altındaki çinilerin bir kısmı dökülmüştür. Yine külah altında pencere görünümünde açıklıklar ve çiniler ile Karaman’daki İbrahim Bey imaret camiine benzer. Minare beylikler dönemi çinili minare tipine girmektedir.

Bir yanıt yazın